Bir gün Hoca, yol ustu bir hana inmis. Nuh Nebi'den mi kalmis, Kaalubela'dan mı? Her ne ise.. Her tarafı delik deşik olmus; adeta çökmeye bir başı kalmis. Hoca'nin yüregine bir korkudur düşmus ama, nedesin.
Nihayet bir soz arasinda:
"Yahu, bu senin tavan da ne kadar gıcırdıyor be, beşik mi mubarek!" diyecek olmuş ama, hanci baba hic oralı olmamış; sözü şakaya boğarak;
"Agzini hayra ac Hoca, bu gicirti beşik gıcırtısı degil; tavan tahtaları Hak'ka tesbih çekiyor!" demis.
Hoca'nin közü kullenir mi?
Gozlerini hancinin gozune dikerek;
"Peki ama, demis; ya bu tavan boyle tesbih çeke çeke aşka gelip de secdeye kapanırsa, bizim halimiz nice olacak!"